bilişsel davranışçı terapi panik atak
Ve bir çok araştırmada; çeşitli bozuklukların tedavisinde, bilişsel davranış terapisi sonuçları ile ilişkili nörobiyolojik değişiklikler olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle; fobi, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, panik atak sorunlarında oldukça etkili bir terapidir. Grup, çift ve aile terapilerinde de
BilişselDavranışçı Terapi Nedir? konulu uzmanımı Merve Demirkıran'ın makalesine buradan ulaşabilirsiniz. Sonraki Yazı Pan, Panik, Panik Atak, Panik
BilişselDavranışçı Terapi (BDT) düşüncelerimizin, ne hissettiğimiz ve nasıl davrandığımızı belirlediğini vurgulayan yapılandırılmış bir terapi yöntemidir. Bir olay olur ve biz bir duygu hissederiz. Bilişsel Davranışçı ekole göre aslında yaşadığımız olay değildir bize o duygu hissettiren.
TavsiyeEdiyorumcom Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,646 uzman makalesi arasında 'Panik Atak / Panik Bozukluğu ve Bilişsel (Kognitif) Davranışçı Terapisi' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
BilişselDavranışçı Terapi. Bireysel Davranışçı Terapi bireyin hayatını olumsuz etkileyen düşünceler, inançlar ve tutumlar gibi bilişsel bozulmalara odaklanır ve bunları değiştirmeye çalışır. Kişinin kaynaklarını kullanarak problemlerin ortadan kaldırılmasıyla yaşam kalitesinin iyileştirilmesi amaçlanır.
Site De Rencontre Pour Trouver Un Homme Riche. Bireysel terapi; danışanın ihtiyaçları doğrultusunda terapötik bir ortamda gerçekleştirilen, iyi olma yolcuğunun yapıldığı, etik kurallarla yapılandırılmış profesyonel bir çalışmadır. Yetişkin birey sürece tek başına katılır, klinik psikolog ile yaşam kalitesini arttırmak, sağlıklı bir hayat oluşturmak için birlikte çalışır. Bireysel Yetişkin Terapi, bireylerin kendini daha iyi tanıması, güçlü ve zayıf yönlerini, olumlu ve olumsuz duygularını fark etmesi, yanlış ve olumsuz duygu, düşünce ve davranışlarını kontrol etmesi ve yaşadığı psikolojik sorunları aşabilmesi için psikoterapist ile birlikte yürüttüğü bir yeniden tanıma, anlama ve tedavi sürecidir. Bireylerin kendi başlarına yaşadıkları sorunların yanı sıra aile ve çevre ile kurduğu ilişkilerde bireysel terapinin kullanıldığı alanlar arasına girmektedir. Bireylerin sorunlarının olduğu konuların ikili ilişkiler ile ilgili sorunlar olması bireysel terapinin kullanılmadığı anlamına gelmemektedir. Bireysel Yetişkin terapide, danışan ile psikoterapist arasında bir güven bağı oluşturulur. Temel konu danışan ve danışanın sorun yaşadığı, sıkıntı duyduğu konulardır. Psikoterapist kendisi ile ilgili konuşmaz, merkez danışandır ve konuşulan da danışanın kendisi ve sorunlarıdır. Danışan ve psikoterapist arasında kurulan güven ilişkisi, iyileştirici etkiye sahip bir iş birliği ortamında gerçekleşmektedir. Bireysel Yetişkin Terapi, bireylerin kendileri keşfetmelerini ve daha yakından tanımalarını sağlayan bir psikoterapi türüdür. Birey, terapi sürecinde hayatını ve yaşadığı sorunlara farklı bir pencereden bakarak, farklı bir bakış açısı geliştirmektedir. Bireylerin bu süreçte bakış açılarının değişmesi, sorunlarını daha iyi analiz etme ve tanımlama konusunda daha etkin olmalarını ve çözüme giden yolda sorumluluk almalarını sağlamaktadır. Böylece birey terapi sürecinden sonra da bu bakış açısı ile hayatta karşılaştığı sıkıntılarla nasıl baş edeceğini öğrenecek ve bu sıkıntılar karşısında duygu, düşünce ve davranışlarını daha iyi kontrol edebilecektir. Bireysel Yetişkin Terapi, pek çok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde ve ilişkilerle alakalı sorunların çözümünde kullanılan bir psikoterapi türüdür. Ancak bilişsel yetişkin terapi yalnızca psikolojik rahatsızlıkların tedavi edildiği bir terapi süreci değildir. Bireysel Yetişkin terapi, bireylerin kendileri anlaması, tanıması, kendine ve çevresine farklı bir bakış açısı ile bakabilmesi içinde kullanılabilmektedir. Psikolojik ve ilişkisel bir sorunu olmayan kişilerde kendilerini keşfetmek , duygularını anlamak ve tanımak, daha anlamlı, pozitife odaklı ve kontrollü bir şekilde devam ettirebilmek için bireysel terapiden faydalanabilirler. Bireysel Yetişkin Terapinin Kullanım Alanları Nelerdir? Bireysel Yetişkin terapi, danışan ve terapistin iş birliği içerisinde çalıştığı, danışanın yaşadığı zorlukları, sorunları ele alarak, bu konular ile nasıl baş edebileceğini anlamaya ve öğrenmeye çalıştığı bir süreçtir. Bireysel Yetişkin terapinin konusu olan sıkıntılar ve zorluklar, her danışana göre farklılık göstermekte ve terapinin gidişatı da bu farklılık ile şekillenmektedir. Danışanların, bireysel terapiye başvurmasına neden olan konular psikolojik rahatsızlıklar, sosyal- ilişkisel zorluklar ve psikosomatik reaksiyonlardır. Psikolojik rahatsızlıklar, bireylerin yaşamlarını ciddi derecelerde etkileyen ve yaşam kalitelerini düşüren sorunlardır. Tedavi edilmesi şart olan psikolojik rahatsızlıklar, depresyon, kaygı bozukluklar gibi duygu durumunu etkileyen rahatsızlıklar olabileceği gibi, yeme bozuklukları gibi bireylerin fiziksel sağlıklarını tehlikeye atabilecek rahatsızlıklardır. Bireysel terapinin kullanıldığı psikosomatik reaksiyonlar ise stres kaynaklı rahatsızlıklardır. Stresle birlikte çıkan ve yine stres durumunda daha da artan psikosomatik rahatsızlıklar, kalp hastalıkları, kanser, diyabet, migren gibi hastalıkları içermektedir. Bireysel terapide, psikosomatik rahatsızlıklar şikayeti olan danışanlar için stresi azaltmak ve kontrol etme yöntemlerine başvurulmaktadır. Sosyal ve ilişkisel sorunlarda bireysel terapinin konularından biridir. Kayıp ve yas süreci, aile- çocuk ilişkileri, aldatma ve aldatılma, boşanma, bağlanma problemleri, evlilikteki sorunlar, iş ve okulda yaşanan stresler ve kaygı durumları sosyal ve ilişkiler sorunlar içerisinde yer alan bazı konulardır. Bireysel yetişkin terapide, hangi konuların ele alınacağı danışan tarafından belirlenmektedir. Danışan hangi konu ile ilgili sıkıntısı olduğunu dile getiriyorsa terapi sürecinde o konu işlenmektedir. Danışanın belirttiği konu üzerinde çalışıldıktan ve sorun ile nasıl baş edileceği bulunduktan sonra başka konular ile ilgili çalışılmaya başlanmaktadır. Bireysel Yetişkin Terapinin Tedavi Yöntemi Olarak Kullanıldığı Psikolojik Rahatsızlıklar Bireysel yetişkin terapi, pek çok psikolojik rahatsızlığın ve durumun tedavi edilmesinde kullanılmaktadır. Bu psikolojik rahatsızlıklar ve durumlar şöyledir; Kaygı bozuklukları obsesif kompülsif bozukluk, yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluk Depresyon Panik atak Fobiler Özgül fobiler, sosyal fobi Dürtü kontrol sorunları Duygu durumu değişiklikleri Yeme bozuklukları Uyku bozuklukları Cinsel kimlik sorunları Cinsellikle ilgili sorunlar Kayıp ve yasla başa çıkma Öfke ve stresle başa çıkma Kıskançlıkla ilgili sorunlar Bağlanma problemleri Özgüven kaynaklı sorunlar Bedensel kaygılardan kaynaklanan sorunlar İletişim problemleri İkili ilişki sorunları ve ilişki yönetimi Migren, mide ağrısı gibi somatik ağrılar Uyum problemleri Bireysel Yetişkin Terapi Çeşitleri Bireysel Yetişkin terapi içerisinde etkinliği kanıtlanmış birçok terapi seçeneği bulunmaktadır. Bunlardan en sık kullanılan terapi yöntemleri ise şöyledir; bilişsel-davranışçı terapi, şema terapi, EMDR terapi Bilişsel Davranışçı Terapi Bilişsel davranışçı terapi, bireylerin düşünce yapısını değiştirerek duygu ve düşünceleri pozitife yöneltmeyi amaçlayan bir bireysel terapi türüdür. Bilişsel Davranışçı Terapi, bireylerin yaşadıkları sorunlara ve bu sorunlara neden olan yaşanmışlıklara odaklanır. Geçmiş travmalar sonucu oluşan sorunlu duygu, düşünce ve davranışları iyileştirmek ve değiştirmek, danışanlara yeni bir düşünce biçimi kazandırmak, sorunlar ile baş etme yollarını göstermek bilişsel davranışçı terapinin konusudur. Bilişsel davranışçı terapide, danışana rahatsızlık veren, sorunlu düşüncelere ele alınır ve danışan ile birlikte çalışılarak, bu düşüncelerin yerine sağlıklı olanların getirilmesi ve sorunların çözümü üzerine gidilir. Bunu yaparken de maruz bırakma gibi pek çok teknikten yararlanır. Bilişsel davranışçı terapi, depresyon, kaygı bozukluğu, fobiler, ilişkiler ile ilgili sorunlar, travma sonrası stres bozukluğu gibi konularda oldukça etkili bir terapi yöntemidir. Şema Terapi Şema terapi, çıkış noktası borderline kişilik bozukluğu ve narsisistik kişilik bozukluğu sorunlarına çözüm bulmak olan bir bireysel terapi türüdür. Şema terapi zamanla gelişerek depresyon, alkol ve madde kullanımı, travmalar, yeme bozuklukları gibi birçok alanda kullanılabilen etkili bir yöntem haline gelmiştir. Şema terapi, insanın zihninin doğduğunda boş olduğu ancak bilgili edinme ve işleme kapasitesine sahip olduğu düşüncesinden yola çıkmıştır. Şema terapiye göre bireyler doğdukları andan itibaren yaşadıkları deneyimle ile yeni bir bilgi öğrenirler ve bu beyinleri şemalar halinde zihinlerine yerleştirirler. Bireyler olumsuz ve travmatik yaşanmışlıkları sonucunda oluşan kötü şemalar ise, bireylerin ileriki dönemlerde psikolojik sorunlar yaşamasına neden olmaktadır. EMDR Terapi EMDR terapi Göz Hareketleri İle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, bireylerin yaşadıkları psikolojik rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce ve davranışların, göz hareketleri kullanılarak bakış açısının değiştirilmesi ile ortadan kaldırılabileceği mantığına dayanan bir bireysel terapi yöntemidir. EMDR terapide bireylerin yaşadıkları travmatik, olumsuz olaylar değiştirilmez, yalnızca bireylerin bu olaylara bakış açısı değiştirilir. Böylece olumsuz, travmatik olaylar artık bireyleri rahatsız etmez ve sorunlar yaşamalarına da sebep olmaz. Bireysel Yetişkin Terapi Nasıl Yapılır? Bireysel Yetişkin terapi, danışan ve terapistin bir güven bağı çerçevesinde ortak çalışması ile yapılan bir psikoterapidir. Bireysel terapide ilk aşama terapinin konusunun belirlenmesidir. Bireysel terapinin konusu danışan tarafından belirlenmektedir. Terapi süreci başlarken danışan sıkıntı ve zorluk yaşadığı konu hakkında terapisti bilgilendirir ve danışan ile terapist birlikte terapi süreci ile ilgili bir yol haritası oluştururlar. Böylece terapi süreci başlamış olur. Terapinin ilk aşamasında psikoterapist danışana çeşitli sorular sorarak onu tanımaya ve terapi süreci ile ilgili neler beklediğini öğrenmeye çalışır. Terapi sürecinin daha olumlu ve etkili ilerleyebilmesi için danışanında sürece etkin bir şekilde katılması ve terapistin önerdiği yöntemleri, ödevleri yapması gerekmektedir. Danışanın terapi sürecine etkin bir şekilde katılması, hem yaşadığı zorlukların ve sorunların giderilmesindeki çözüm yönteminin daha kolay bir şekilde bulunmasını hem de danışanın kendisini geliştirme ve değiştirme yolunda daha emin adımlarla ilerlemesini sağlamaktadır. Bireysel Terapinin Esasları Nelerdir? Terapi süreci, terapistin danışana ne yapması gerektiğini söylediği, tavsiyeler, öğütler verdiği bir süreç değildir. Terapi sürecinde olumlu düşünceleri ve doğru kararları terapistin yol göstermesi ile danışan kendisi keşfetmektedir. Terapist, danışanı yargılamaz, eleştirmez ve danışanın yaptığı olumsuz davranışlardan dolayı onu suçlamaz. Terapistin görevi, danışana yol göstermek, kendi içindeki gücü ve olumlu tarafı görmesini sağlamaktır. Terapist, danışanı belli bir düşünce kalıbında düşünmeye ve belli bir davranış şekli çerçevesinde davranmaya teşvik etmez. Terapist, danışanın kendi düşünce ve davranış şekilleri bulmasında, fark etmesindeki yol göstericidir. Terapi sürecinde danışanın motivasyonu yüksek tutulmalı ve terapi sürecinde pozitif düşünmesi için yönlendirilmelidir. Bireysel Yetişkin Terapi Ne Kadar Sürmektedir? Bireysel Yetişkin terapi, danışanın yaşadığı sıkıntılara ve zorluklara bağlı olarak farklı sürelerde ve zaman aralığında yapılmaktadır. Bireysel terapi minimum 5-6 seans sürmekte, danışanların yaşadığı sorunlara bağlı olarak ise 10-12 ay hatta 1,5 yıl kadar bile sürebilmektedir. Obsesif kompülsif bozukluk, depresyon gibi yoğun yaşanan ve hayatı kısıtlayan rahatsızlıklar olduğu için daha uzun süreli bir tedavi sürecini gerekli kılmaktadır. Danışanları terapi sürecinde gösterdiği çaba ve yaşadıkları, hisleri hakkında açık olması terapi sürecinin daha kısa sürmesine olanak sağlayacaktır. Bireysel Yetişkin terapinin bir seansı yaklaşık 45 dakika- 1 saat arasında değişmektedir. Seans aralıkları genellikle bir hafta veya 15 gün olmaktadır. Danışanların sorun yaşadıkları konulara göre terapistin uygun görmesi ile, haftada birkaç kez de yapılabilmektedir. Terapi sürecinin olumlu ilerlemesi ile seans aralıkları 3 haftaya çıkabilmektedir. Bireyse Yetişkin Terapi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular Bireysel Yetişkin terapi, psikolojik rahatsızlıklar, sosyal ve ilişkiler alanında sorunlar yaşayan, psikosomatik reaksiyonlar dolayısıyla sıkıntılar yaşayan kişilere uygulanan bir terapi yöntemidir. Bireylerin, yaşadıkları sıkıntılar ve zorluklar sebebiyle hayatlarında sorunlar yaşaması ve yaşam kalitelerinin düşmesi, ikili ilişkilerinde problemler ortaya çıkması terapiye ihtiyaç duydukları anlamına gelmektedir. Ancak bireysel terapi yalnızca psikolojik veya ilişkisel problemlerde değil, bireylerin kendilerini anlamak ve geliştirmek için kullanabilecekleri bir yöntemdir. Bu sebeple hayatına daha farklı bir pencereden bakmak ve kendini tanımak, anlamak, geliştirmek isteyen kişilerde bireysel terapiye ihtiyaç duyabilir. Bireysel Yetişkin terapi, yalnızca psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek için uygulanan bir yöntem değildir. Toplumun genel kanısı psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerin tedaviye gittiği şeklindedir ancak bireysel terapiye kendini daha iyi tanımak, anlamak, geliştirmek isteyen kişilerde gelebilmektedir. Bireysel terapinin hedefi, psikolojik sıkıntıları olan kişilerin iyileşmesini sağlamak olduğu kadar kendisi için daha iyi bir yaşam hedefleyen ve kendi ile barışık yaşamak isteyen bireyler için bu desteği sağlamaktır. Bireysel Yetişkin terapi, üniversitelerin psikoloji, psikiyatri ve psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerini bitirerek buna ek olarak psikoterapi ve yüksek lisans eğitimlerini almış kişiler tarafından uygulanabilmektedir. Bireysel Yetişkin terapinin ne kadar süreceği, danışanların sıkıntıları ve yaşadığı zorluklara ve terapi sürecinin olumlu devam edip etmediğine göre değişmektedir. Genellikle 8-10 seans süren bireysel terapi süreci, depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklarda 10-12 ay veya daha fazlasına kadar çıkabilmektedir. Danışanların terapi sürecinde terapist ile iş birliği içerisinde olması sürecin daha hızlı ilerlemesine katkı sağlamaktadır. Bireysel Yetişkin terapinin seans süresi ise yaklaşık olarak 45 dakika-1 saat arasındadır. Bireysel Yetişkin terapi süreci, danışanın terapi konusunu belirtmesi, terapistin danışanla ve görüşleriyle ilgili sorular sorması ve belirlenen konu üzerinde karşılıklı oturup konuşarak terapi yapılması şeklinde gerçekleşmektedir. Terapi sürecinde ilk aşama, danışanların sorun yaşadıkları, zorlandıkları konuları terapiste söyleyerek terapinin konusunu belirlemesidir. Daha sonra terapist danışanla ilgili bilgiler almak ve terapiye bakış açısını ve beklentileri öğrenmek için sorular soralar. Bu soruların ardından danışanın belirtmiş olduğu konu üzerinden terapi yapılır. Bireysel Yetişkin terapi, bireylerin hayatlarını etkileyen ve yaşam kalitelerini düşüren pek çok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır. Obsesif kompülsif bozukluklar, yaygın anksiyete bozukluğu, depresyon, cinsel kimlik sorunlar, fobiler, duygu durum bozuklukları, yas problemleri, öfke problemleri, yeme bozuklukları gibi birçok konu bireysel yetişkin terapinin tedavisinde kullanıldığı rahatsızlıklardır. Bireysel Yetişkin terapi, bireylerin psikolojik rahatsızlıklarını, sosyal ve ilişkiler konusunda yaşadıkları sıkıntıları aşmalarında oldukça etkili bir yöntemdir. Bireysel terapi ile düzenli bir şekilde tedavi olan kişilerin sıkıntılarında azalma hatta tamamen yol olma görülmektedir. Bireysel Yetişkin terapi, bireylerin duygu, düşünce ve davranışların gözle görülür bir biçimde iyileşmeler görüşmesini sağlamakta, olumsuz olan bu duygu, düşünce ve davranışların yerini olumlu olanlara bırakmasını sağlamaktadır. Bireysel terapi, bireylerin kendilerini daha iyi tanımalarına, anlamalarına ve ne istediklerini keşfetmelerine olanak tanımaktadır. Bireysel terapi ile bireyler geçmişle hesaplarını kapatarak, gelecekte ne istediklerine odaklanmaktadır. Aile ve çevresel ilişkilerin iyileşmesine yardımcı olan bireysel terapi, bireylerin yaşam kalitesini de yükseltmektedir. Bireysel Yetişkin terapi ile birlikte ilaç kullanımı söz konusu olabilmektedir. Ancak bireysel terapi sırasında ilaç kullanılıp kullanılmayacağına psikiyatrist karar vermektedir. İlaç tedavisi, genellikle bireysel terapinin yeterli gelmediği durumlarda ya da terapi konusu olan rahatsızlığı, zorluğun daha hızlı bir şekilde aşılmasına destek olmak amacıyla kullanılmaktadır. Kişilik bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıklar genellikle bireysel terapiye ek olarak ilaç kullanımını gerektirmektedir. Bireysel Yetişkin terapi sırasında, danışanın paylaştıkları, psikoterapist ile konuştukları şeyler tamamen o anda kalmaktadır. Terapistler, meslek kuralları gereği danışanlarının kendileriyle paylaştıklarını hiç kimseye anlatmazlar, günlük hayatlarında başka kişiler ile paylaşmazlar. Danışanlar ise terapi sürecindeki bilgileri istediklerinde başkaları ile paylaşabilirler.
Ana Sayfa İletişim EN Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. Bu psikoterapi yöntemine göre kişinin çeşitli durumlarda verdiği tepkilerin otomatik olmadığı, bu tepkilerin arkasında belli bir öğrenme sürecinin olduğu düşünülür. Bu öğrenme süreci, belli durumlara şartlanma, belli durumların kişi için ödül veya ceza oluşturması, modelleme gibi yollarla olur. Aynı durum, değişik kişilerde değişik tepkilere neden olur. Bu da kişinin belli bir duruma otomatik olarak tepki vermediğini, söz konusu durumun onda belli duygu ve düşünceleri tetiklediğini, bazı inanışlarını harekete geçirdiğini gösterir. Bilişsel Davranışçı Terapi, kişinin bu yanlış inanışlarını fark etmesini, bazı durumlarda da bunların nasıl oluştuğunu keşfetmesini amaçlar. Daha sonraki aşamada ise kişinin yanlış inanışlarını değiştirebilmesi ve kendisini rahatsız eden davranış kalıplarından kurtulabilmesi için kendisiyle bazı çalışmalar yapılır ve bazı somut ödevler verilir. Danışanın ev ödevlerini yerine getirmesi önemlidir. Ev ödevi, önemli duygular ve onlara bağlı olan duygularla ilgili günlük tutuma, olumsuz veya gerçek dışı alışkanlıkları saf dışı bırakma üzerine odaklanır. Bilişsel Davranışçı Terapi günümüzde çok sayıda psikolojik sorunda başarı ile uygulanmaktadır. Korkular, panik atak, stres, ilişki problemleri, performans örneğin iş ya da sınav kaygısı, takıntılı davranış ya da düşünceler, yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler Bilişsel Davranışçı Terapinin ilgi alanlarıdır. Zaman zaman bireylerle olduğu kadar gruplara da uygulanabilir. Detaylı bilgi ve randevu için 0212 233 01 10 - 311 veya 0533 634 24 14 numaralı hatlarımızdan bizlere ulaşabilirsiniz. Benzer İçerikler Stratejik Aile Terapisi Stratejik Aile terapisinde terapist, yaşanan sorun veya sorunlara, aile üyelerinin etkisi olduğunda veya sorunun aşılması için üyelerinin de desteğine ihtiyaç ... EMDR Terapisi EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme savaş stresi, taciz, doğal afetler veya çocukluk döneminde yaşanan üzücü olaylar gibi rahatsız ... Bilişsel Davranışçı Terapi Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. ... Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi Çözüm Odaklı Terapi terapi süreci sonrasında ulaşılması istenen hedeflere odaklanan bir terapi yöntemidir. Geleneksel terapi yöntemlerinin aksine bu terapide... Sitemiz performansını artırmak ve kullanıcı deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır ve bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Kullandığımız çerezler hakkında daha fazla bilgi edinmek için çerez politikamız Kabul Et
İçindekiler Panik Atak Nedir? Panik Atak Esnasında Ne Olur? Panik Atak Neden Olur? Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Panik Atak Nasıl Geçer? Panik Atak Anında Ne Yapılmalıdır? Panik Atak Tanı Yöntemleri Nelerdir? Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır? Panik Atak Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Panik Atak Nedir? Beklenmedik bir durumda ortaya çıkan panik atak, kişide yoğun kaygı ve panik hali yaratan ruhsal bir bozukluktur. Ayrıca hayat kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen ve tedavi edilmediği sürece devam eden bir psikolojik/psikiyatrik hastalıktır. Çoğu insan hayatının belli dönemlerinde endişe ve panik hissi yaşayabilir. Zira bu his, stresli ya da gergin durumlara karşı verilen doğal bir tepkidir. Panik atak bozukluğundan muzdarip bireylerde stres, endişe, anksiyete ve panik gibi duygular düzenli olarak kendini gösterir. Üstelik bazen bunların belirgin bir sebebi dahi olmaz. Diğer yandan panik bozukluğu da panik atak ile ilişkili bir diğer ruhsal rahatsızlıktır. Aniden ortaya çıkan panik atakları, bu atakların beraberinde getirdiği kaygı ve panik atak esnasında kendini gösteren semptomlardan ötürü bireyler ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Zira bu kişiler, hayatın doğal akışına uyum sağlamakta güçlük çekerler. Panik Atak Esnasında Ne Olur? Alarm merkezinin savunma tedbirleri ve adrenalin artışı ile nefes alış veriş düzensizleşir. Nefesin hızlı alınıp verilmesi ya da nefesin uzun süre tutulmuş olması, nefes alış veriş düzenini olumsuz etkiler. Bu durumda kandaki karbondioksit ve oksijen dengesi bozulur. Düzensiz alınan nefes sonucu, vücuda ihtiyaç fazlası olarak alınan oksijen, geçici olarak vücudun dengesini bozmaktadır. Vücutta yaşanan bu dengesizlik kendini kalp çarpıntısı, karıncalanma, göğüste hissedilen ağrı gibi etkiler ile gösterir. Belirtilen bu durumların, kötü bir olayı, bir felaketi Örneğin ''kalp krizi geçiriyorum'', ''şimdi bayılacağım'', ''kontrolümü kaybediyorum'' gibi akla ilk gelen düşünceler getireceğini düşünen kişi; korkar ve buna bağlı olarak nefesinde düzensizleşme yaşar. Bu durum kaçınılmaz olarak atağın gerçekleşmesini sağlar. Ortada belirli bir sebep yokken tetikleyici bir etken atak yaşayan kişi, durumu anlamlandıramayarak dikkatini bedenine yöneltir. Nefesin hızlı ve kesik kesik alımı, durumun doğal bir sonucu olduğundan, kişi nefes düzensizliği fark etmeyerek panik atağı tetiklemiş olur. Atak anında, kişi yaşadığı bu durumdan korkar ve kaçmaya çalışır. Yaşadığı bu korkunç anda yardım aramayı örneğin bir hastaneye gitmeyi dener. Atak yaşayan kişi, yaşanan bu olayın tekrar etmesinden korkar. Kişi, kendini bu anlara sürükleyecek durumlardan uzak durmaya başlayabilir; yardım alamayacağını düşündüğü yerlere gitmemeye başlayabilir. Panik ataklarıyla başa çıkabilmek ya da belirtilerinden kaçabilmek için davranış değişiklikleri yaşar. Kendince, hayat kalitelerini düşüren birtakım önlemler alır. Panik Atak Neden Olur? Panik atak nedenleri, ne yazık ki henüz kesin olarak belirlenememiştir. Lakin bu durumun ortaya çıkmasında önemli rol oynayan bazı durumlar vardır. Bilhassa beyindeki nörotransmiter dengesizliği, yas gibi travmatik ve aşırı stresli bir süreç ya da benzeri faktörlerle panik atağın bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Panik atak belirtileri, düzensiz alınan nefes alış verişi ile birlikte, vücuda ihtiyaç fazlası olarak alınan oksijen sonucu aşağıdaki belirtileri de beraberinde getirir; Çarpıntı, kalp atışında hızlanma Terleme ve ateş, Terlemenin aksine üşüme ve ürperme hissi, Titreme, Nefes almakta zorlanma Göğüs kafesinde sıkışma hissi, Karında yaşanan ağrı, Bulantı hissi, Baş dönmesi, Kontrolü kaybetme korkusu, Ölüm korkusu, Vücutta ya da vücudun belirli yerlerinde karıncalanma hissi. Yukarıda belirtilen durumlara ek olarak; Atakların tekrar etmesine yönelik sürekli endişe, Atak sonrası yaşayabileceği şeylerden korkmak ölüm, kalp krizi geçirme gibi, Ataklardan korunmak için davranışlarını ve gittiği yerleri değiştirme gibi durumlar da panik atak belirtisidir. Panik Atak Nasıl Geçer? Panik Atak Anında Uygulanabilecek Teknikler Panik atak anında yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Bunları şu başlıklar altında inceleyebiliriz Nefes Egzersizleri Panik atak nefes teknikleri son derece önemlidir. Karnınızı bir balon gibi düşünün. Sanki bir balonu şişiriyormuşçasına yavaşça nefes alın. Yaklaşık 4 saniye nefesinizi tutun, ardından vücudunuzu inen bir balon gibi düşünerek yaklaşık 8 saniye nefes verin. Bu döngüyü en az 3 kez tekrarlamalısınız. Şayet bunu yapma imkânınız bulunmuyorsa; Minik minik üç kesik nefes alıp nefesi boşaltın, Bir kese kâğıdı veya minik bir poşeti, ağzınızın ve burnunuzun içinde olacağı şekilde yerleştirerek nefes alın, Derin nefes almayın. Vücut Duruşu Bedeninizi sıkmayın Ellerinizi kasmayın veya kilitlemeyin, gözlerinizi kapatmamaya çalışın. Vücudunuzu rahat bir konuma getirin. Mümkün olduğu kadar göğüs kafesinizin açık olduğu bir pozisyonda durmaya çalışın. Nabız ölçmeyin. Zira hızlı bir şekilde nefes alırken nabzın yükselmesi sağlıklı ve normal bir durumdur. Kendinizi rahatlatacak bir şeylerle oyalanmayın. Durumla baş etme sebebinin kaçmak/oyalanmak değil kendisi olduğunu fark etmelisiniz. Panik atak anında neler yapılması gerektiğini artık biliyorsunuz. Eğer benzer durumlar içeren anksiyete ataklarına dair de bilgi sahibi olmak isterseniz ’Anksiyete Atağını Başladığı Anda Bitirmenin 10 Yolu’’ yazımızı okuyabilirsiniz. Panik atak çoğu zaman, sadece psikoterapiyle tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak kişinin bunu kendi kendine yapması; anlaşılması ve baş edilmesi gereken düşünceler ve diğer durumlardan dolayı zor olabilir. Bu aşamada, bir psikoterapi uzmanına başvurmanız son derece faydalı olacaktır. Panik Atak Anında Ne Yapılmalıdır? Bunun için dikkate alınması gereken bazı hususlar vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz Atak ile savaşmayın. Olduğunuz yerde kalın. Odak noktanız pozitif, huzur dolu ve dinlendirici yerler olsun. Kendinize bu atağın geçeceğini hatırlatın. Bu tavsiyelerin dikkate alınması önemlidir. Bu konuda aklında ’panik atak krizi anında ne yapmalıyız?’’ tarzı soru işareti oluşan kişiler, panik atak yaşayanların anlattıkları üzerine yazılan ’Panik Atak ile Nasıl Savaşabiliriz?’ başlıklı yazımızı okuyabilirler. Panik Atak Tanı Yöntemleri Nelerdir? Panik atak tanısı, sadece uzman bir psikolog kontrolü sonucu konulabilir. İlk olarak bireyin tıbbi geçmişi alınır. Ve gerekli fiziki muayeneler de bu aşamada yapılır. Kesin teşhis için panik atak testi ne yazık ki mevcut değildir. Ancak hekimler, hasta şikâyetlerinin altta yatan bir hastalık sebebinden mi yoksa panik ataktan mı kaynaklandığını anlayabilmek adına bazı testler isteyebilir. Bilhassa atakların sıklığı, baş dönmesi, uyuşma, nefes darlığı ya da terleme gibi durumlara maruz kalıp kalmadığınız tanı sürecinde çok önemlidir. Diğer yandan teşhisin kesinliğe kavuşması adına, doktorunuz EKG de isteyebilir. Böylelikle çarpıntıların farklı bir kalp hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlaşılır. Daha sonrasında ise tiroit hormonları düzeyini ölçmek ve hormonal dengesizliğin var olup olmadığını anlayabilmek için bazı kan testleri de istenebilir. Panik Atak Tedavisi Nasıl Yapılır? Şayet panik bozukluğu yahut panik belirtileri yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanızda fayda vardır. Bu süreçte atakların hangi sıklıkta kendini gösterdiği ortaya çıkacaktır. Tekrarlayan panik ataklarda ise panik bozukluğu tanısı konulabilmektedir. Başta bilişsel davranışçı terapi olmak üzere; psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi panik atağı tamamen tedavi edebilmektedir. Alanında çalışan bir uzmanın seçimi, psikoterapinin verimliliği açısından yararlı olacaktır. Bilişsel davranışçı terapiyle panik atak tedavisinde; nefes ve bedensel tepkilerle kaygıya sebep olan düşünceler arasındaki ilişki ve kısır döngü kişiye fark ettirilir. Aynı zamanda bu durumla nasıl başa çıkacağı öğretilir. Panik atağın üstesinden geleceğiniz bu tedavi süreci hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için, ’Panik Atağı Nasıl Yendim?’’ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Panik Atak İlaçları Tedavi sürecinde hekim tarafından reçeteli ilaçlara da başvurulabilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve antidepresanlar gibi ilaçlar bu dönemde hastaya verilebilmektedir. Antidepresanlar 2-4 hafta arası bir zamanda etkilerini göstermeye başlar. Sekizinci haftadan itibaren ise tam etkisini gösterir. Görüldüğü gibi panik bozukluğu tedavisi için çeşitli yöntemler vardır. Zira panik bozukluğu, tam iyileşme sağlanabilen bir durumdur. Bir uzmandan yardım alınmadığı takdirde, panik bozukluğu yükselebilir. Hatta baş etmesi güç bir hale gelebilir. Bununla beraber, agorafobi gibi zihinsel sağlık durumlarının ortaya çıkma riskini artırabilir. Bu nedenle, vakit kaybetmeden bir uzmandan destek alınmalıdır. Alanında uzman kadrosuyla Psikolog Ofisi, bütün psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi, panik atağın üstesinden gelebilmeniz için de yanınızdadır. Psikolojik destek süreçlerini en modern yaklaşımla ele alan Psikolog Ofisi, en hızlı ve en doğru çözümleri sunar. Bu sayede, nerede olursanız olun, sadece 1 dakika içerisinde dilediğiniz psikologdan online terapi alabilirsiniz. Siz de Türkiye'nin ilk ve en büyük online terapi platformu Psikolog Ofisi ile rahatsızlıkların üstesinden gelebilir, sağlıklı ve mutlu olduğunuz günlere tekrardan kavuşabilirsiniz. Panik Atak Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Panik Atak Krizi Nasıl Olur? Panik atak krizi beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Bu kriz, yoğun bir sıkıntı ve korku nöbeti olarak özetlenebilir. Birden başlar ve giderek şiddetli hale gelir. 10 dakika içinde şiddet bakımından en yoğun seviyeye ulaşır. Ve genellikle 10-30 dakika devam edip kendiliğinden biter. Panik Atağı Ne Tetikler? Genellikle sigara ve panik atak birbiriyle bağdaştırılır. Ancak sigaranın yanında birçok tetikleyici faktör vardır. Uyuşturucu kullanımı, kafein ve alkol bunlar arasında sayılabilir. Ayrıca sakinleştirici etkisi olan bir ilacı birden kesmek de panik atağı tetikleyebilir. Panik Atak Başlangıcı Nasıl Olur? Çoğunlukla ilk belirtiler; göğüste sıkışma, çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes alamama ve terlemedir. Hatta titreme, üşüme, baş dönmesi veya karın ağrısı da başlangıç aşamasında kendini gösterebilir. Panik Atak Nöbetleri Günde Kaç Kez Olur? Söz konusu nöbetler her gün de olabilir, haftada bir de. Hatta üst üste belli bir süre olduktan sonra uzun bir süre olmayabilir. Dolayısıyla bu konuda net bir şey söylemek doğru değildir. Panik Atak İlerlerse Ne Olur? Tedavisi ihmal edilen panik nöbetleri depresyon, hastalık hastası olma, yalnız kalamama ve alkolizm gibi sorunlara zemin hazırlayabilir. Kişinin çevresiyle olan ilişkisi zarar görebilir. Kısacası, kişinin hayat kalitesini ciddi seviyede düşüren birçok durum meydana gelebilir. Dolayısıyla bu rahatsızlığın ilerlemesine izin verilmemelidir. Panik Atak Sonrası Neler Yaşanır? Fiziksel yansımalara neden olabilir. Bunlar arasında midenin çalışma hızında yavaşlama, hava açlığı, bağırsakların çalışmasında hızlanma ve kaslarda gerilme görülebilir. Ayrıca panik atak sonrası tansiyonda hızlı yükselme ve düşmeler, ağız kuruluğu, taşikardi, idrar yapma isteği, baş dönmesi, yanma ve karıncalanma da yine yaşanabilecek durumlar arasındadır. Panik Atak En Çok Kimlerde Görülür? Bugüne kadar yapılan araştırmalar, bu rahatsızlığın en çok mükemmeliyetçi ve kuralcı insanlarda görüldüğünü ortaya koymuştur. Panik Atak Kaç Yaşında Olur? Toplumun yaklaşık olarak %3’lük diliminde görülen panik bozukluk, genel olarak 20 ila 35 yaş arasında başlamaktadır. Gece Panik Atak Nasıl Geçer? Nokturnal panik bozukluk denen bu durum, gece panik atak belirtileri konusunda bir numaralı sebeptir. Bu durumun çözümü için genellikle antidepresanlar ve kaygı giderici ilaçlar tavsiye edilir. Ayrıca psikoterapi desteğiyle de tedaviden verim almak mümkündür. Son olarak, uygun nefes alma teknikleri ve gevşeme egzersizleri de bu süreçte yardım eden diğer faktörlerdir. Panik Atak Tehlikeli midir? Korku nöbeti olarak tanımlanan bu rahatsızlık, ciddi sıkıntılara zemin hazırlayabilir. Bu sebeple, vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gerekir. Panik Atak İlaçları Ne Zaman Etki Eder? Antidepresanlar bu tedavi sürecinde kullanılan temel ilaçlardır. Bu ilaçların etkisi 15. günden sonra görülür. Tam tesir etmesi için ise 2 ay kadar kullanmak gerekmektedir. Tarih Yazar
Anksiyete Türleri İki tür anksiyeteden söz edilir, birincisi; hemen hemen her ortamda beklenmedik zamanlarda tekrarlayan panik nöbetleridir. Panik esnasında yoğun şekilde fiziksel belirtiler eşlik eder. Kalp çarpıntısı, nefes almada zorlanma, göğüs ağrısı, halsizlik, terleme, titreme, uyuşma, baygınlık hissi görülebilir. Bu durum karşısında danışan gerçek bir durumla karşı karşıya olduğunu düşür ve fiziksel belirtileri ise yakında olacak felaketin habercisi olarak yorumlanır. Örneğin delireceklerini, kalp krizi geçirecekleri, bayılacaklarını düşünebilirler. İkincisi ise; panik nöbetleri geleceği beklentisi ile bağlantılı olmayan farklı yaşantılarla ilişkili olarak hissedilen, gerçekçi olmayan yoğun bunaltı, korku ve kaygıdır. Pek çok fiziksel belirti eşlik edebilir, titreme, kaslarda gerginlik, nefes darlığı, çarpıntı, ağız kuruluğu, vs… yaşanabilir ve başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği, inancı ya da bedensel işlevlerle ilgili kaygılar görülür. Bilişsel Modele Göre Anksiyete Kişilerin anksiyete kızgınlık veya umutsuzluk gibi duyguları yaşamalarının nedeni, olayların kendisi değil kişilerin bu olayla ilgili yorumları ve beklentileridir. Anksiyeteye yol açan yorum ve düşünceler algılanan tehlike ile ilişkilidir. Dış dünyada birçok tehlike ile karşılaşmamız söz konusudur, bu olaylar karşısında kaygı duyarız ve otomatik olarak ’ anksiyete programı’’ nı çalıştırırız. İçgüdüsel, deneyimsel ve öğrenerek getirdiğimiz bazı bilgiler ’ anksiyete programı’’nı şekillendirir. Anksiyete hastalarında ise bu program çok sık ve aşırı bir şekilde kullanılır ve işlevselliğini yitirir. Abartılı bir şekilde programı devreye sokarak normal hayatın işleyişinde aksaklıklar çıkarır. Anksiyete programı içgüdüsel olarak hayatta kalma amacıyla, kaçınma ve savaşma davranışını ortaya çıkarır. İlkel toplumlarda vahşi bir hayvanla karşı karşıya geldiğinde tehlike arz eden durum kaçma yada savaşma davranışı otomatik olarak devreye girip tehlikeyi bertaraf etmeye çalışır. Anksiyete hastalarında ise tehlike yaratan durum karşısında yorumlamayı abartılı bir şekilde yaparak aşırı kaygı yaşarlar. Anksiyete programı devreye girdiğinde ortaya çıkan fiziksel belirtiler yanlış yorumlayarak kötü bir şey olacağını düşünür. Oysaki ortaya çıkan fiziksel durum tehlikeli bir şey olabileceği düşüncesinin sonucudur, fiziksel belirtiler ortaya çıktığı için bu düşünce ortaya çıkmaz. Algılanan tehlike ve anksiyete belirtileri arasında böyle bir ilişki olduğu için BDT’de anksiyete somatik, davranışsal ve bilişsel belirtileri ile ilgili korkuları ele alır. Bilişsel Modele Göre Düşünce Biçimi Anksiyete bozukluklarında gerçek bir tehlike olmadığı durumlarda, sanki kötü bir olay olacak düşüncesiyle bunaltı ve sıkıntı yaşarlar. Danışanların algıları bu yönde olduğu için belirtileri aşırı bir şekilde yaşamaktadırlar. Bilişsel terapi bu algıları tanımlamayı, değerlendirmeyi, tehlike algılarının devam etmesini sağlayan davranışlar gözden geçirilerek değiştirmeyi hedefler. İki tip hatalı düşünce biçimi vardır, olumsuz otomatik düşünceler ve işlevsel olmayan sayıltılar. Topluluk karşısında konuşacak olan bir kişinin ’ benim çok sıkıcı biri olduğumu düşünecekler’’ olumsuz otomatik düşüncesine sahip olabilir. Bu düşünce çerçevesinde ’ Ben bir hiçim ’ gibi sayıltıları olabilir. Panik ve yaygın anksiyete bozukluklarında olumsuz düşünceyi aktive edecek bir durum ortaya çıkmadıkça herhangi bir sorun yoktur. Yaygın Anksiyetenin Bilişsel Modeli Bir olay karşısında yaşanan anksiyete sonucu o olayla her karşılaştığında anksiyete yaşayacağı düşüncesi ortaya çıkar. Örneğin bir topluluk karşısında konuşma yaparken anksiyete hisseden bir kişi, her topluluk karşısında çıkarken insanları incelemeye başlar en ufak bir belirti olumsuz otomatik düşünceyi aktive eder. Topluluk karşısında konuşma yapma durumu ortaya çıkınca, kaçınma ya da erteleme davranışı ortaya çıkacaktır. Mükemmeliyetçi kişilik yapısı ve mutlaka başarılı olmalıyım düşüncesiyle erteleme davranışını ortaya çıkarır. Paniğin Bilişsel Modeli İnsanlar pek çok bedensel duyumu olumsuz yorumlama sonucu panik yaşarlar. Normal anksiyete sonucu ortaya çıkabilecek bedensel tepkiler bir felaketin habercisi olarak yorumlar. Bu yorum sonucu bedensel tepki artar ve felaket haberinin doğruluğuna inandırır kendisini. Örneğin koşma sonucu ortaya çıkan kalp çarpıntısının kalp krizinin ve ölümün habercisi olduğunu düşünür. Bu düşünce yaşanan kaygıyı daha da artırır ve kalp çarpıntısı artmaya başlar. Böylece felaket habercisinin doğruluna inanır ve bir kısır döngüye girer. Ya da akla gelen saçma bir düşünce sonrası kontrolü kaybedip delireceğini düşünür. Pek çok uyaran paniği başlatabilir, dışsal uyaranlar, daha önce paniğin yaşandığı yeri görme, içsel uyaranlar, düşünceler, bedensel uyaranlar ve imajlar olabilir. Olumsuz yorumlama başladıktan sonra iki ayrı sürece girilir. Birincisi bedensel belirtilerin felaket habercisi olduğunu düşüncesi ile dikkat bedensel belirtilerin üzerine yoğunlaşır ve normalde fark edemediği en ufak belirtiler bile fark edilmeye başlar. İkincisi ise kaçınma davranışı gelişir, kalp krizi geçireceğini düşüncesi ile kalp çarpıntısı yapabilecek aktivitelerden kaçınır. Spor ve yorucu işlerden kaçınma gibi. Değerlendirme Görüşmelerinde Ele Alınacak Konular 1. a Ortam b Bedensel duyumlar c Düşünceler d Davranışların detaylı araştırılması 2. Problemlerin çıkma olasılığı yüksek ortamların listesinin çıkarılması 3. Kaçınma davranışının belirlenmesi. 4. Problemi şiddetlendiren veya hafifleten uyaranların listesinin çıkarılması 5. Diğer insanların tutum ve davranışlarının araştırılması 6. Problemle ilgili inancın değerlendirilmesi 7. Problemin başlaması ve sürmesine yol açan durumların araştırılması Genel olarak değerlendirme görüşmesi o dönemde var olan şikayetlerinin kabaca tanımlaması ile başlar. Daha sonra şikayetler ile ilgili detaylı bilgi almaya geçirilir. Detaylı Bilgi Almak İçin En Sık Sorulan Sorular; Tam o sırada neredeydin? Ortam ile ilgili ’ Ne yapıyordunuz? ’ Bedeninizde ne gibi değişiklikler hissettiniz? Bedensel duyumla ilgili Kendinizi gergin, kaygılı hissettiğinizde tam o sırada aklınızdan ne geçiriyordu? Düşünce ile ilgili Bu durumda ne yaptınız? Davranış Ortamı terk ettiniz mi? Kaçınma Etrafınızdaki diğer insanlar bu duruma ne dedi ve ne yaptılar? Başkalarının davranışı Sorularla, danışanın şikayetleri hakkında detaylı bilgi aldıktan sonra diğer şikayetlerden farklı olup olmadığı araştırılır. Hangi ortamlarda ortaya çıktığı ve farklı ortamlarda da görülüp görülmediği araştırılır. Kaçınma davranışları da detaylarına inilerek araştırılmalıdır. ’ Kaygınız nedeniyle kaçtığınız ya da hiç gitmediğiniz ortamlar var mı?’’ ’Nöbet belirtileri ortaya çıktığında yaptığınız şeyler neler?’’ ’ Belirtilerden kurtulmak için ne yapıyorsunuz? Şikayetleri hafifleten ve şiddetlendiren durumları anlayabilmek için ’ Hangi durumlarda sıkıntılarınız şiddetlenir ya da hafifler?’’ gibi sorular sorulur. Ailesinin ve yakın çevresinin rahatsızlık hakkında ki tutum, düşünceleri ve danışanın sorunları ile ilgili inançları araştırılmalıdır. Rahatsızlığını doğa üstü olaylara ya da onun için önemli olan bir olaya bağlıyorsa bu terapi sürecini zorlaştırır. ’ Bu sorun, sizce neden kaynaklanıyor olabilir?’’ İlk ne zaman başladığı şuan ne durumda olduğu soruşturulmalıdır. Tedavi seyrini ve şiddetini öğrenebilmek için haftalık çizelgeler doldurulmalıdır. Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Tanınması Olumsuz otomatik düşüncelerin bazı danışanlar farkında olabilirken bazıları ise kolayca bunun farkına varamayabilir. Bunun nedeni ise bazı durumlar o kadar alışılmış bir hal almıştır ki artık bir sorun olarak değerlendirmedikleri için bunları fark etmesi zaman alabilir veya imajinasyonlar çok kısa sürede gerçekleştiği için fark edemeyebilir. Olumsuz otomatik düşünceleri saptamak için aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır. * En Son Örnek Üzerinde Çalışmak Danışanın en son yaşadığı panik anını hatırlamaları istenir ve o an ile ile gili şu sorular sorulur; – Tam o sırada aklınızdan ne geçiyordu? – O sırada gözünüzde bazı şeyler canlanıyormuydu? – Sıkıntılarınızın en yoğun olduğu anda, nelerin olabileceğini düşünüyordunuz? Panik anında kalp krizi geçireceğimi düşünüyordum, doktorlar böyle bir şey olmadığını söylediler şimdi ise panik geleceğinden korkuyorum diyebilirler. Fakat tam anksiyetenin en yoğun anında şuan ne düşünüyorsunuz sorusuna kalp krizi geçireceğim düşüncesi cevabını verebilirler. Panik nöbetleri ile ilgili düşünceleri ortaya çıkarması için terapist danışanın bazı bedensel tepkilerle düşünceler arasında bağlantı kurmasına yardımcı olabilir. Çarpıntı ile kalp krizi geçireceğim düşüncesi ile bağlantı kurmak gibi. Terapist bunları araştırarak tam olarak olumsuz otomatik düşünceyi ortaya çıkarma da etkin rol almalıdır. * Hayalde Canlandırma ya da Rol Oynayarak Benzer Sıkıntıları Açığa Çıkarılması Olumsuz otomatik düşünceler bazen sorularla ortaya çıkarılamayacak kadar karmaşık olabilir. Bu durum karşısında da hayalde canlandırma ve rol oynayarak düşünceleri ortaya çıkarabiliriz. Öncelikle danışanı hayalde canlandırmaya hazırlamak için ufak bir egzersiz yapıp hayalde ayrıntılara inip inemediğini kontrol edebiliriz. Şimdi gözlerini kapa ve bir gül hayal et diye başlayabiliriz. Ayrıntılara inip inemediğini öğrenmek için gülün yapraklarına bak, ne renk? Kokuyor mu? Gibi sorular sorarak anlayabiliriz ve daha sonra anksiyete anını hayal etmesini o ana gitmesini bedensel duyumları ve hislerini sorarak öğrenebiliriz. Eğer kişiler arası ilişkiler danışan için bir tehdit kaynağı ise terapist danışana rol oynamasında eşlik edebilir. * Görüşme Sırasındaki Duygu Durum Değişiklikleri Görüşme esnasında duygu durum değişiklikleri otomatik düşünceleri ortaya çıkarmak için çok elverişli bir ortamdır. Duygu durum değişikliği fark edildiği an dikkat bu yöne çekilerek bu konu üzerinde durulmalı ve konu hakkında şuan aklınızdan ne geçiyor gibi sorular sorarak otomatik düşünceleri ortaya çıkarılmalıdır. * Olayın Ne anlama Geldiğini Anlamak Yaşadığı anksiyetenin danışan için ne anlama geldiğini öğrenmek terapi sürecinin önemli aşamalarından anksiyete sizin için ne anlam ifade ediyor? Gibi sorular sorularak öğrenilebilir. Tedavinin Rasyoneli Terapist danışana düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiyi anlatmalıdır. Örneğin, oda da oturup arkadaşınla konuşurken arkadaşın kapıyı sertçe kapatıp dışarı çıktı. Bana kızdı o yüzden hızla kapıyı kapadı diye düşünürsen, sinirlenebilirsin. Pencere açıktı rüzgar kapının sertçe kapanmasına neden oldu gibi bir yorum getirirsen herhangi bir sinirlilik durumu olmaz. Olay aynı olay fakat yapılan yorumlar sonrası yaşanan duygular ve davranışlar farklı. Gibi açıklamalar yaparak yapılan yanlış yorumların panik yaşanmasına neden olabileceği ve yorumlar değiştirilirse yaşanan panikte değişeceği hakkında bilgilendirilmelidir. Danışanın yaşadığı bir durum örnek alınarak yukarıdaki gibi tedavinin rasyoneli gösterilmelidir. Anksiyete İle İlgili Bilgi Vermek Danışanın anksiyete ile ilgili yanlış bilgilerini düzenlemek için önce danışana anksiyete hakkında doğru bilgiler verilmelidir. Anksiyetenin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, hangi durumlarda şiddetinin arttığı yada hafiflediği, aksiyete ile delirmek arasında bir ilişki olmadığını, anksiyete sonucu ortaya çıkan fiziki belirtilerin Çarpıntı tehlikeli bir şey olduğu anlamına gelmediği danışana anlatılmalıdır. Dikkati Başka Yöne Çevirmek Dikkatini başka yöne çekme tekniği fiziksel belirtilerin hemen uzaklaşması açısından önemli bir yöntemdir. Paniğin geldiği anda dikkatimizi başka yöne çekerek, dikkatimizin fiziki belirtilerimizden uzaklaşmasını ve böylece ortaya çıkan belirtilerin azalmasını sağlamaktır. Örneğin görüşme esnasında yükselen anksiyeteden dikkatini oda daki eşyalara yönlendirmesini sağlayabiliriz. Odada ki eşyaların isimlerini say gibi yönlendirme ile dikkatini başka yöne çekip daha sonra yapılan yöntemin amacını ve mantığını anlatabiliriz. Dikkatinin olumsuz otomatik düşüncelerden uzaklaştırınca belirtilerin azalıp azalmadığını sorgulayıp düşüncelerle belirtiler arasındaki ilişki tekrar anlatılabilir. Otomatik Düşüncelerin Sorgulanması Otomatik düşüncelerin sorgulanması danışanın yeni ve daha uygun düşünceleri üretmesinde önemli bir adımdır. Terapist danışanın olumsuz otomatik düşüncelerini sorgulayıp yeni ve uygun düşünceler üretmesine yardımcı olurken danışanda ev ödevlerini yaparken, not tutarken yeni ve daha uygun düşünceler üretmeye devam edecektir. Otomatik olumsuz düşüncelerin ve bu düşüncelerin gerçekçi olup olmadığını değerlendirilmesi için yöneltilecek bazı sorular şunlardır; * Bu düşünce için ne gibi kanıtlarınız var? Bu durum için başka bir bakış açısı olabilir mi? Başka bir açıklama biçimi var mı? * Acaba bir başkası bu durum karşısında nasıl düşünebilir? * Yargılarınız nasıl hissettiğinize mi yoksa gerçek hayatta ne yaptığınıza mı dayanıyor? * Kendinize gerçekçi olmayan ve ulaşamayacağınız kadar yüksek standartlar mı belirliyorsunuz? * Gerçekleri unutup acaba gerçekçi olmayan ve ender rastlanan durumları mı çok abartıyorsunuz? * Ya hep ya hiç tarzında mı düşünüyorsunuz? * Kontrolünüzde ya da sorumluluğunuzda olan şeyleri çok mu abartıyorsunuz? * Eğer düşündüğünüz gibi olursa ne olur? * İleride işler ne durumda olacak? * Acaba olayın olma olasılığını mı abartıyorsunuz? * Sorunlarla baş etme becerinizi azımsıyor musunuz? Davranış Denemeleri Otomatik olumsuz düşünceler belirlendikten ve bu düşüncelerin yerine daha uygun yeni düşünceler kazanıldıktan sonra yeni düşünceleri davranış denemeleri egzersiz ile pekiştirilmelidir. Örneğin topluluk karşısında yemek yerken ellerinin titreyeceği düşüncesi olan birine topluluk karşısında bilinçli olarak ellerini titretmesi ödevi verilir. Bu danışanda duyarsızlaşma sağlayacak ve aslında kendisinin düşündüğü gibi olumsuz şeylerin olmayacağını görmesine yardımcı olacaktır. Panik nöbetlerinde kullanılacak ödevlerin amacı ise bedensel belirtilere getirilen olumsuz yorumlarının değiştirilmesidir. Bunun için yapılan denemeler ise hiperventilasyon egzersizleridir. Danışan ağızdan hızlı hızlı nefes alıp vermesi sonucu bedende panik nöbetine benzer bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır. Daha sonra nefes egzersizleri ile bu bedensel belirtileri kontrol altına alınıp, aslında paniğin danışanın düşündüğü gibi olumsuz fizyolojik nedenlerden dolayı değil bu kendi kontrolünde olduğunu anlamasını sağlayacaktır. Hiperventilasyonla ortaya çıkan panik nöbetleri sonucunca danışana nefes egzersizleri öğretilir ve böylece nöbetler onun kontrolü altında olduğu düşüncesi pekiştirilir ve nöbetlerden kurtulmak için danışan uygun bir davranışsal teknik öğrenmiş olur. Kaçınma Davranışlarını Ortadan Kaldırmak Anksiyete rahatsızlığı olan kişiler fobiklerde olduğu gibi tutarlı bir kaçınma davranışı göstermemekle birlikte anksiyete yaratacak durumlardan uzak kalmaya özen gösterirler. Anksiyete hastaları için üç tip kaçınma türü vardır; * Belirli durumlardan kaçınma. Toplum önünde konuşmama, lokantada yemek yememe, toplu taşıma araçlarına binmeme gibi * Bedensel belirtiler yaratacak durumlardan kaçınma. Egzersiz ve spor yapmama gibi. * Belirtiler başladıktan sonra, anksiyetenin kendiliğinden yatıştığını görme fırsatı vermeyen kaçınma davranışları. Bayılacak gibi hissettiğinde bir yere tutunma gibi. Bu gibi kaçınmalar mevcut olumsuz düşünceyi pekiştirmektedir. Bu yüzden mümkün oldukça kaçınma davranışı gösterdikleri ortamlara girmeleri istenmelidir. Danışan denemeler sonucunda beklediği düzeyde korku yaşayabilir fakat felaket beklentileri gerçekleşmediği için felaket beklentisinin gerçekçi olmadığını anlamış olacaktır. Egzersizleri yapmadan önce danışan ile denemeler hakkındaki düşünceleri ve beklentileri hakkında konuşulmalıdır. Denemeler sırasında kaçınma davranışlarını sürdürmemeleri hakkında uyarılmalıdır. Aksi takdirde olumsuz otomatik düşüncelerin değiştirilmesi güçleşecektir. Bazı durumlarda hastaların ihtiyaçlarına uygun olarak, yeni beceriler kazandırma da gerekebilir. Sosyal beceri eğitimi, gevşeme egzersizleri gibi yöntemlerde, gerektiği durumlarda yararlanılabilir. Panik ve yaygın anksiyete bozukluklarında Bilişsel ve Davranışçı terapi yöntemi etkin ve kısa sürede sonuç veren, danışanların ileride ortaya çıkabilecek anksiyete belirtileri ile baş etme yollarının öğretildiği etkili bir yöntemdir. Psk. Ayhan ALTAŞ
Panik Atak Tedavisi Panik atak tedavisi yönteminde 2 adet temel yaklaşım bulunmaktadır. İlk olarak panik ataklar yaşayan kişi için psikiyatristler tarafından ilaç verilerek tedavi uygulanır. İkinci bir yaklaşım da panik bozukluk problemi için psikologların bilişsel davranışçı terapi uygulamasıdır. Odaklanma terapisi adı verilen bir terapiyle de panik atak tedavisi uygulanabilmektedir. Kısa süreli seanslarda tek bir randevu ile 6 haftalık bir süreyi kapsayacak şekilde ek panik atakları engelleyen ve kalıcı olarak gidermeye yardımcı olan ev çalışmaları mevcuttur. Daha yeni ve kısa zamanda panik ataklar yaşamaya başlayanlar veya yıllardır bu sorunu yaşayanlar için bir günde kurtulabilme ve 1 günde panik atak tedavi yöntemleri mevcuttur. Panik atak tedavisinde bazı medikal ilaçlar ve psikoterapi teknikleri kullanılmaktadır. SSRI, SNRI, benzodiazepin adı verilen ve bu türdeki ilaçlar rahatsızlığın tedavisinde kişiye özel reçeteleye bilir. İlaç kullanımını boyunca kişi kendisini iyi hissetse dahi kesinlikle ilaç kullanımına aksatmadan devam etmesi gerekmektedir. İlaçların dozunun düşürülmesi ya da kullanımının tamamen bırakılması hekim kontrolünde olmalıdır. Panik atak tedavisinde bazı vakaların ilaçla birlikte psikoterapi, bazılarında ise tek başına psikoterapi uygulanması yeterli olabilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi adı verilen yöntemde panik atak sorunları yaşayan kişiyle panik atak sırasında neler yapması gerektiği, bu durumla nasıl başa çıkması gerektiği ve panik atakların nasıl önlenebileceği hakkında konuşulur ve bilgiler verilir. Panik atak tedavisinde oldukça etkili ve işe yarayan bir yöntem olan bilişsel davranışçı terapi yöntemi sayesinde kişiler panik ataklardan tamamen kurtulabilmektedirler. Panik atak tedavisi için ilaç tedavisi veya psikoterapi en çok kullanılan yöntemdir. Bu iki yöntem ayrı ayrı uygulanabildiği gibi birlikte de uygulanıp yürütülebilmektedir. Yapılan birçok araştırma sonucunda psikoterapi uygulamalarının ardından panik atak yaşayan insanların kendilerini daha iyi hissettikleri, bedensel belirtilerini doğru yorumlayabildikleri ve kaçınmalarının azalması gibi faydaları olduğunu söyleyebiliriz. Panik atak evde tedavi, her ne kadar ilaç tedavisi daha çok olumlu sonuçlar veriyor olsa da panik atağı kendi kendinize de tedavi de edilebilmeniz mümkündür. Bu noktada kişilerin yapması gereken belli başlı yöntemler vardır. admin 8 Mesajları 0 yorumlar
bilişsel davranışçı terapi panik atak